Kasten Yaralama Suçu Nedir? Cezası Ne Kadar?
Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kapsamında, bir kişinin bedenine, sağlığına ya da algılama yeteneğine zarar veren eylemler olarak tanımlanır. Suçun oluşabilmesi için failin yaralama kastıyla hareket etmesi ve mağdura somut bir zarar vermesi gerekmektedir. TCK 86, kasten yaralama suçunu basit ve nitelikli yaralama olarak ikiye ayırmaktadır; basit yaralama durumunda ceza 1 yıldan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası iken, yaralamanın neticesi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kadar hafif ise fail mağdurun şikayeti üzerine dört aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırken nitelikli yaralamada ise ceza yarı oranında arttırılır. Yine, yaralamanın niteliği, cezanın artırılması veya indirilmesine sebep olabilmektedir. Dolayısıyla, bu suçun hukuki değerlendirilmesi, failin eyleminin amacına ve neticeye göre yapılmaktadır.
Kasten Yaralama Suçu Nedir?
Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 86. maddesi çerçevesinde, bir kişinin bedenine veya sağlığına zarar verme amacıyla başka bir kişi üzerinde gerçekleştirdiği fiilleri tanımlar. Bu suç, failin iradesi doğrultusunda, mağdurun fiziksel bütünlüğüne yönelik bir saldırı niteliği taşır.
Kasten yaralama, suçun işlenmesi sırasında failin, mağdurun bedenine zarar vermek için gerçekleştirdiği eylemlerin, hukuka aykırı bir şekilde icra edilmesini ifade eder. Failin eylemi sırasında yaralama kastının varlığı, suçun hukuki niteliği açısından temel bir unsurdur; yani failin, mağdurun sağlığına veya bedenine zarar verme iradesi, kasten yaralamanın oluşması için şarttır. Bu bağlamda, kasten yaralama suçu, bireylerin vücut bütünlüğüne yönelik ciddi bir ihlal olarak kabul edilir ve kişisel hakların korunması açısından da önemli bir hukuki mevzuat alanıdır.
TCK 86. madde, kasten yaralamanın kapsamını belirleyerek, suçun nitelikli ve basit yaralama olarak sınıflandırılmasına olanak tanır; bu sınıflandırma, eylemin sonucuna ve mağdurda meydana gelen zararın niteliğine göre değişiklik gösterir. Dolayısıyla, kasten yaralama suçu, hem failin kastı hem de mağdur üzerindeki etkileri açısından, hukuki bir değerlendirme gerektiren bir suç tipidir.
Kasten Yaralama Suçunun Unsurları
Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi çerçevesinde, belirli unsurları taşıyan bir suç tipidir. Bu unsurlar, maddi unsurlar, manevi unsurlar ve hukuka aykırılık olarak üç ana başlık altında incelenebilir.
Kasten Yaralama Suçunun Maddi Unsurları
Maddi unsurlar, suçun varlığını gösteren somut öğeleri içerir. Bu unsurlar aşağıdaki gibidir:
Kasten Yaralama Suçunun Faili: Kasten yaralama suçu, herkes tarafından işlenebilir. Ancak, TCK 86. maddesinin 3. fıkrasının c ve d bentlerinde, fail ve mağdur için özgü durumlar söz konusudur. C bendinde mağdur yalnızca kamu görevlisi olabilirken, D bendinde fail sadece kamu görevlisi olarak tanımlanmıştır.
Kasten Yaralama Suçundan Mağdur: Mağdur, bu suçun öznesidir ve herhangi bir birey olabilir. Burada önemli olan, failin eylemiyle mağdurun beden bütünlüğüne zarar vermesidir.
Kasten Yaralama Suçunda Fiil: Kasten yaralama suçu, hem serbest hareketli hem de seçimlik hareketli bir suç niteliği taşır. Yani, failin gerçekleştirdiği hareket, mağdur üzerinde doğrudan bir etki yaratmalıdır.
Kasten Yaralama Suçunun Konusu: Suç, bireyin vücudu üzerinde işlendiği için, kasten yaralama suçunun konusunu kişinin beden bütünlüğü oluşturur.
Kasten Yaralama Suçunun Netice: Kasten yaralama suçu, neticeli bir suçtur; bu da suçun oluşumunun yaralama neticesinin varlığına bağlı olduğu anlamına gelir. Ayrıca kasten yaralama suçunda oluşan neticenin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir olması hali TCK 86. Maddesinin 2. Fıkrasında düzenlenmiş ve bu durumda suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlanmış ve verilecek ceza dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak daha hafif şekilde düzenlenmiştir.
Kasten Yaralama Suçunun Manevi Unsuru
Kasten yaralama suçunun manevi unsuru, failin eylemi gerçekleştirdiği sırada sahip olduğu kasttır. Genel olarak, failin mağdurun yaralanacağını bilerek bu eylemi gerçekleştirmesi durumunda kastın varlığından söz edilebilir. Ayrıca, suç olası kast ile de işlenebilir; bu durumda fail, yaralama sonucunu öngörmesine rağmen eylemine devam eder.
Kasten Yaralama Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru
Kasten yaralama suçunun oluşabilmesi için, failin eyleminin hukuka aykırı olması gerekir. Yani, eylemi hukuka uygun hale getirecek bir durumun söz konusu olmaması gerekmektedir. Bu bağlamda, hukuka uygunluk sebepleri arasında meşru müdafaa, hakkın icrası ve kanun hükmünün yerine getirilmesi yer almaktadır.
Hakkın İcrası: Hekimlerin hastaya yaptıkları müdahaleler, hekimlik görevinin icrası olarak hukuka uygun bir eylem sayılır.
Kanun Hükmünün Yerine Getirilmesi: Kolluk kuvvetlerinin suçla mücadelede zor kullanma yetkisi, bu kapsamda örnek gösterilebilir.
Kasten Yaralama Suçunda Cezalar
Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kapsamında tanımlanmış olup, ceza aralıkları ve nitelikli haller bakımından belirli düzenlemelere sahiptir.
1. Basit Kasten Yaralama Suçunun Ceza Aralıkları
Basit kasten yaralama suçu, TCK 86/1 uyarınca, failin mağdurun bedenine zarar vermek amacıyla gerçekleştirdiği eylemleri kapsar. Bu suçun cezası, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir. Bu aralıkta belirlenecek temel ceza ise, yaralamanın niteliğine, mağdurun durumuna ve failin kastına bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
2. Kasten Yaralama Suçunda Cezayı Artıran Nitelikli Haller
Kasten yaralama suçunda, cezanın artırılmasına neden olan nitelikli haller de mevcuttur. TCK 86/3’te belirtilen bu nitelikli hallere göre ceza, aşağıdaki durumlarda yarı oranında artırılır:
Üstsoya, Altsoya, Eşe veya Kardeşe Karşı İşlenmesi: Kasten yaralama suçunun, failin üstsoyu (anne, baba gibi), altsoyu (çocuk gibi), eşi veya kardeşi gibi yakın akrabalarına karşı işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır.
Silahla İşlenmesi: Suçun silah kullanarak işlenmesi durumunda, ceza da yarı oranında artırılmaktadır. Silah, ateşli bir silah veya kesici-delici bir alet olabilir.
Başka Nitelikli Haller: TCK 86/3’te belirtilen diğer nitelikli haller, örneğin canavarca hisle işlenmesi durumunda, ceza bir kat artırılmaktadır. Örneğin, bir fail, kasten yaralama suçunu canavarca hisle işlerse, cezası iki yıl ise bu dört yıla çıkarılacaktır.
Bu düzenlemeler, kasten yaralama suçunun niteliğine ve mağdur üzerinde oluşturduğu etkilere göre adaletin sağlanmasını amaçlamaktadır. Cezaların belirlenmesi, failin eyleminin toplumsal değerlere etkisi ve mağdurun maruz kaldığı zarar açısından önem taşımaktadır.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu
Ceza hukukunun 87. maddesi, kasten yaralama fiilinin sonucunda meydana gelen ağır sonuçları düzenlemektedir. Bu madde, mağdurun yaralanması sonucunda kalıcı ve ciddi zararlar görmesi durumunda, faile daha ağır cezaların uygulanmasını öngörmektedir. İşte bu suçu tanımlayan başlıca unsurlar:
1. Ağırlaşmış Sonuçlar
Duyuların veya Organların Sürekli Zayıflaması: Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli olarak zayıflaması, örneğin bir gözün görme yetisinin azalması gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilir.
Vücut Organlarının İşlevinin Yitirilmesi: Mağdurun vücut organlarından birinin işlevini tamamen kaybetmesi, örneğin bir kolun veya bacağın işlevinin kaybı.
Konuşma veya Çocuk Yapma Yeteneğinin Kaybolması: Mağdurun konuşma yetisinin veya çocuk yapma yeteneğini kaybetmesi, bu durum ağır bir netice olarak kabul edilir ve cezayı ağırlaştırır.
Yüzde Sabit İz Kalması: Mağdurun yüzünde kalıcı bir iz oluşması, estetik açıdan ciddi bir zarar olarak değerlendirilir ve cezanın artırılmasına neden olur.
Gebeliğin Sona Ermesi: Yaralama fiili nedeniyle gebeliğin sona ermesi durumunda, failin cezası ağırlaştırılır.
İyileşmesi Mümkün Olmayan Hastalık veya Bitkisel Hayat: Mağdurun iyileşme olasılığı bulunmayan bir hastalığa yakalanması veya bitkisel hayata girmesi, ağırlaştırılmış ceza nedeni olarak kabul edilir.
Erken Doğum veya Çocuğun Düşmesi: Yaralama sonucunda, mağdurun gebeliğinin devamı süresince erken doğum veya çocuğun düşmesine neden olunması da cezayı artıran bir durumdur.
2. Cezai Yaptırımlar
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun cezai yaptırımları, yaralamanın türüne ve sonuçlarına göre değişiklik göstermektedir:
Dört Yıldan On İki Yıla Kadar Hapis Cezası: Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması, vücut organlarının işlevinin kaybı, konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin kaybolması, yüzde sabit iz kalması veya gebeliğin sona ermesi gibi durumlarda uygulanır.
Sekiz Yıldan On İki Yıla Kadar Hapis Cezası: Mağdurun iyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesi, duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesi, yüzünün sürekli değişikliği veya gebelik süresince erken doğum ya da çocuğun düşmesine neden olunması durumunda bu ceza öngörülür.
3. Cezanın Artırılması
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama, failin fiilinin sonuçları nedeniyle daha ağır cezalara tabi tutulur. Bu kapsamda, yaralama fiilinin sonucunda meydana gelen duyu veya organ kaybı, yüzde sabit iz kalması, konuşmada sürekli zorluk gibi durumlar, cezanın artırılmasına sebep olur.
Eğer kasten yaralama eylemi sonrası mağdurun ölümü gerçekleşirse, faile sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir. Ayrıca, bazı özel durumlarda ceza on iki yıldan on sekiz yıla kadar da çıkabilir.
Kasten Yaralama Suçunda Şikayet ve Uzlaşma
Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinin 1. fıkrası, kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığını ya da algılama yeteneğini bozan kişilerin bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağını belirtmektedir. Bu düzenleme, kasten yaralama suçunun bu halinin şikayete bağlı suçlar arasında yer almadığını gösterir. Dolayısıyla, bu suçun takibi için herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır.
Maddenin 2. fıkrasında ise, kasten yaralama fiilinin etkisinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek düzeyde hafif olması durumunda, mağdurun şikayeti üzerine dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunacağı belirtilmektedir. Ayrıca, bu suçun kadına karşı işlenmesi durumunda cezanın alt sınırının altı aydan az olamayacağı ifade edilmiştir. Bu durumda, kasten yaralama suçunun bu hali şikayete tabi olup, mağdurun şikayet hakkı için altı aylık bir süresi bulunmaktadır.
86. maddenin 3. fıkrasında ise, şikayet koşuluna dair bir düzenleme yer almadığı için bu kısım da şikayete tabi suçlar arasında sayılmamaktadır. Bu durum, yaralama suçunun genel olarak farklı unsurlarının ve takip koşullarının belirli bir çerçevede değerlendirildiğini göstermektedir.
Kasten Yaralama Suçunda Savunma ve Hukuka Uygunluk
Kasten yaralamanın basit hali, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek düzeydeki yaralamaları da kapsamaktadır. Bu tür durumlarda, savunma olarak genel meşru müdafaa ve zorunluluk hali şartları sağlanmışsa, kasten yaralama suçundan ceza verilmemektedir. Meşru müdafaa, bir kişinin kendisine ya da başkasına yöneltilen haksız bir saldırıya karşı o anki şartlar ve imkanlarla, saldırının orantılı bir şekilde engellenmesi amacıyla gerçekleştirilen eylemdir. Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesine göre, meşru müdafaa hukuka uygun bir savunma nedeni olarak kabul edilmektedir.
Zorunluluk hali ise, Türk Ceza Kanunu’nun 25/2. maddesinde tanımlanmıştır. Bu duruma göre, kişinin kendisine veya başkasına yönelik ağır ve kesin bir tehlikeyle karşı karşıya kalması durumunda, başka bir koruma imkanı olmaması şartıyla bu tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak amacıyla yapılan eylemler zorunluluk hali kapsamındadır. Her iki durumda da, şartların sağlanması halinde kasten yaralama suçunun cezai sorumluluğu ortadan kalkmaktadır.
Kasten Yaralama Suçunda Yargıtay Kararları
- Kasten yaralama suçunda mağdurun aşamalardaki beyanlarının istikrarlı olmasının önemi,
- Kasten yaralama suçunun, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuyla birlikte işlenmesi,
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/4700 E., 2021/1254 K. sayılı kararı
“…
…
… Mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanları, doktor raporları ve tüm dosya kapsamına göre, olay günü suça sürüklenen çocukların, aynı okulda öğrenim gördükleri katılanı okulun çıkış kapısında bekleyip, kapıdan çıkar çıkmaz mağdurun kollarını arkadan tutarak ve saçından sürükleyerek okulun karşı tarafından bulunan barakaya zorla götürdükleri ve baraka içerisinde de mağdurun yine kollarından tutup darp ettikleri sırada okul öğretmenlerinden …’ın gelerek mağduru kurtardığı olayda, suça sürüklenen çocuk …’nin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suça sürüklenen çocuk …’ın ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama eylemlerinin sabit olduğu gözetilmeden, atılı suçlardan mahkumiyetleri yerine yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,
- Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçuna ilişkin karar,
- Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki farklılıkların belirlenmesine ilişkin karar,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/327 E., 2016/451 K. sayılı kararı
“…
…
… Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun çözülmesi gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nun 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir.
İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüs mü, yoksa kasten yaralama mı sayılacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.
Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Mağdur …’in sanıklardan birisini kuzenine benzetip uzun süre sanıklara bakması nedeniyle, sanıkların mağdurun yanına gidip “bize neden ters ters bakıyorsun” dedikleri, mağdurun birisine benzettiğini söylemesine rağmen aralarında tartışma çıktığı, tartışmanın kavgaya dönüştüğü, önce sanık … ile tanık’ın, sanık … ile mağdurun kavga ettikleri, bir süre sonra sanık …’in tanık’tan ayrılıp, sanık … ile kavga etmekte olan mağdurun sırtına vurduğu ve elindeki bıçağı mağdura salladığı ancak mağdurun vücuduna isabet etmediği, daha sonra ise sanık …’un bıçak ile mağdurun sol koltuk altı bölgesine bir kez vurarak diafragma lezyonuna neden olacak şekilde yaraladığı ve bu yaralanma nedeniyle mağdurun hayati tehlike geçirdiği anlaşılan olayda; sanıklarla mağdur arasında husumet bulunmaması, olayın ani gelişmesi, hareketli kavga ortamında mağdurun hayati bölgesine bilerek ve isteyerek vurulduğuna ilişkin kesin bir belirlemenin yapılamaması, mağdurun vücudunda tek bıçak darbesinin bulunması, mağdurun bıçakla yaralanmasından sonra ciddi bir engel bulunmamasına rağmen sanıkların eylemlerini devam ettirme konusunda ısrarcı olmamaları hususları birlikte göz önüne alındığında, sanıkların eylemlerinin neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama olarak kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün, sanıkların eylemlerinin neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına, bozma sebebine ve tutuklu kaldıkları süreye göre sanıkların tahliyesine karar verilmelidir. …
…
…”
Güveni Kötüye Kullanma Suçu (TCK 155): Unsurları, Cezası ve Yargıtay Kararları
Güveni kötüye kullanma suçu nedir, cezası ne kadar? TCK 155 kapsamında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, zamanaşımı ve nitelikli haller hakkında detaylı bilgi alın.
Yağma Suçu Nedir? TCK 149’a Göre Cezası ve Unsurları
Yağma suçu nedir ve Türk Ceza Kanunu’nda nasıl düzenlenmiştir? Nitelikli yağma, cezaları ve etkin pişmanlık uygulamaları hakkında detaylı bilgi alın.
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu ve Cezası: TCK 123
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu nedir? TCK 123’e göre bu suçun cezası, unsurları, ve şikayet süreci hakkında detaylı bilgi edinin. Telefonla rahatsız etmenin ve gürültü yapmanın cezaları burada.