Kişisel Verileri Ele Geçirme ve Yayma Suçu Nedir? (TCK 136)
Kişisel verileri ele geçirme, başkasına verme veya yayma suçu ceza hukuku alanında sık karşılaşılan, özellikli bir suç tipi olarak karşımıza çıkar. Kişisel verileri ele geçirme, başkasına verme veya yayma suçu ile suçlanıyorsanız veya bu suçlama nedeni ile sizin ya da bir yakınınız hakkınızda gözaltı veya tutuklama tedbirleri uygulanmakta ise mutlaka bir ceza avukatı desteğinden faydalanmanız gerekir. İstanbuldaki ceza hukuku avukatınız, Viridis Legal Partners olarak ceza yargılamasının tüm aşamalarında sizlerin yanındayız.
Kişisel verileri ele geçirme, başkasına verme veya yayma suçu ile suçlanıyorsanız ya da kişisel verileri ele geçirme, başkasına verme veya yayma suçu mağduru iseniz etkili ceza avukatı hizmetleri için hemen bizimle iletişime geçin.
Kişisel Verileri Ele Geçirme, Başkasına Verme veya Yayma Suçu Nedir?
Kişisel verileri ele geçirme, başkasına verme veya yayma suçu; kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişilerin, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırıldığı suç tipi olarak tanımlanabilir. Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesinde “Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu” başlığıyla düzenlenmiştir.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Madde 136-
(1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, başkalarına verilmesi veya yayılması, bireyin özel hayatının gizliliğini ihlal eden bir suçtur. Bu suç, yalnızca kişinin özel yaşamına ait bilgileri değil, aynı zamanda onu tanımlayan veya tanımlanabilir kılan bilgileri de kapsar. Örneğin, bir kişinin cep telefonu numarasını izinsiz olarak bir duvara yazıp paylaşmak “kişisel verileri yayma” suçunu oluştururken, bir bireyin ad, soyad ve adres bilgilerini husumetli olduğu kişilere vermek “kişisel verileri başkasına verme” suçunu teşkil eder.
Bu suç, Anayasa’nın 20. Maddesi ile güvence altına alınan özel hayatın gizliliği hakkını ihlal ettiği gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. Maddesi kapsamında da koruma altına alınan özel hayatın korunmasına yönelik düzenlemelerle doğrudan ilişkilidir.
TCK 136 Maddesi: Suçun Tanımı ve Unsurları
Halk arasında “kişisel bilgilerin ele geçirilmesi suçu” olarak da bilinen bu suç; kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi ya da kişisel verilerin hukuka aykırı olarak yayılması fiillerinden herhangi birinin işlenmesi ile meydana gelmektedir.
Fiil
Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesinde düzenlenen suç, üç farklı eylemle işlenebilir: hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme. Bu suç seçimlik hareketli bir suçtur, yani bu üç fiilden herhangi birinin gerçekleşmesi suçun oluşması için yeterlidir.
Verme: Bir kişinin elindeki kişisel veriyi başka bir kişiye iletmesi, aktarmasıdır.
Yayma: Kişisel verinin birden fazla kişiye ulaştırılması, kamuya açık hale getirilmesidir.
Ele geçirme: Bir kişinin, başkasının elinde bulunan veriyi rızası dışında veya bazen rızasıyla elde etmesidir.
Verme ile yayma arasındaki temel fark, vermede verinin genellikle tek bir kişiye iletilmesi, yaymada ise birden fazla kişiye ulaştırılmasıdır. Kanun koyucu, verme ve yayma fiillerini kişisel veriyi elinde bulunduran kişi açısından değerlendirirken, ele geçirme eylemini veriye henüz sahip olmayan ancak onu elde etmeye çalışan kişi yönünden ele almıştır.
Suçun tamamlanması için bir neticenin gerçekleşmesi aranmaz, yani mağdurun zarar görmesi şart değildir. Suç, ancak aktif bir eylemle (icrai hareketle) işlenebilir, yani failin bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir.
Fail (Suçu İşleyen Kişi)
Türk Ceza Kanunu’na göre fail, suç teşkil eden hukuka aykırı bir eylemi gerçekleştiren kişidir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun faili, bu eylemleri gerçekleştiren herhangi bir kişi olabilir.
TCK 136. Madde kapsamında bu suçun işlenmesi için failin özel bir statüye sahip olması gerekmez, yani herkes bu suçun faili olabilir. Ancak, TCK 137. Maddesi uyarınca suçun bir kamu görevlisi tarafından görevinin sağladığı yetki kötüye kullanılarak veya belirli bir meslek ya da sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi durumunda, failin cezası ağırlaştırılır.
Mağdur (Suçtan Zarar Gören Kişi)
Mağdur, kendisine karşı işlenen suç nedeniyle hak ve menfaatleri ihlal edilen kişidir. Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun mağduru, kişisel verileri izinsiz şekilde kullanılan bireydir.
Bu suç yönünden herkes mağdur olabilir, yani mağdurun özel bir statüye sahip olması aranmaz. Suçun mağduru, kişisel verisi hukuka aykırı olarak ele geçirilen, yayılan veya başkasına verilen gerçek kişidir.
Suçun Hukuki Konusu (Korunan Değer)
Bu suçun hukuki konusu, kişisel verilerin korunması hakkıdır. Kişisel veriler, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi kapsar. Bu bakımdan suçun konusunu oluşturan kişisel veri kavramı, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve mevzuatı ile de sıkı bir ilişki içerisindedir.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunun 3/1-d maddesinde kişisel veri kavramı; “Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi” şeklinde tanımlanmıştır.
Kişisel verilere örnek olarak şunlar verilebilir:
- Kimlik bilgileri (ad, soyad, doğum tarihi, doğum yeri vb.),
- İletişim bilgileri (telefon numarası, adres, e-posta vb.)
- Sağlık verileri (hastalık geçmişi, genetik ve biyometrik veriler vb.),
- Mali bilgiler (banka hesap bilgileri, gelir durumu vb.),
- Dernek ve vakıf üyelik bilgileri,
- Fotoğraflar ve diğer kişisel belgeler.
Manevi Unsur (Suçun Kast ile İşlenmesi)
Bu suç, yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur. Yani fail, kişisel verilerin kimliği belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait olduğunu bilerek ve isteyerek hareket etmelidir.
Taksirle (dikkatsizlik veya ihmal sonucu) işlenmesi mümkün değildir çünkü kanun, suçun taksirle işlenmesine dair herhangi bir düzenleme getirmemiştir. Failin, hukuka aykırı olarak ele geçirdiği veya yaydığı verilerin kişisel veri niteliğinde olduğunu bildiği ve bunu bilinçli şekilde yaptığı kanıtlandığında suç oluşur.
Bu unsurlar doğrultusunda, kişisel verilerin korunması ve hukuka aykırı şekilde kullanılmasının önlenmesi, hem bireysel hakların hem de toplum düzeninin korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme veya Yayma Cezası
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 136. Ve 137. Maddelerinde düzenlen ve cezaları gösterilmiştir. Buna göre suçun basit hali 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
Suçun Ceza Muhakemeleri Kanunun 236/5 ve 236/6 maddeleri kapsamında çocuğun cinsel istismarı ya da cinsel saldırı suçu mağdurunun soruşturma kapsamında kaydedilen beyan ve görüntülerine ilişkin olması, nitelikli hâl olarak kabul edilmiş ve verilecek cezanın bir kat arttırılacağı öngörülmüştür.
TCK 137. Maddesinde ise suçun “kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılarak” veya “belli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak” işlenmesi, cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hâller arasındadır.
Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme veya Yayma Suçunun Nitelikli Halleri
Suçun Konusunun Cinsel Suç Mağdurunun Soruşturma Beyanları Olması (TCK 136/2)
Suçun, cinsel saldırı mağduru veya cinsel istismar mağduru çocuk mağdurların ifadelerini içeren kayıtlarla ilgili olması durumunda ceza bir kat artırılır.
Suçun Kamu Görevlisi Tarafından İşlenmesi (TCK 137/1-a)
Kamu görevlisinin, görevinin sağladığı yetkiyi kötüye kullanarak bu suçu işlemesi halinde ceza yarı oranında artırılır. Örneğin suçun bir doktor, adliye çalışanı ya da polis tarafından vatandaşların kişisel verilerine erişim sağlayan kamuya ait bilgisayar programları kullanılarak işlenmesi halinde bu nitelikli hal oluşacaktır.
Suçun Meslek veya Sanatın Sağladığı Kolaylıkla İşlenmesi (TCK 137/1-b)
Bir meslek veya sanatın getirdiği erişim imkânı kullanılarak suç işlenmişse, ceza yarı oranında artırılır. Örneğin suçun banka çalışanı tarafından vatandaşların kişisel verilerine erişim sağlayan bilgisayar programları kullanılarak işlenmesi halinde bu nitelikli hal oluşacaktır.
Suçta Teşebbüs, İndirim ve Tüzel Kişilerin Sorumluluğu
Teşebbüs
Suçun tamamlanmadan önce teşebbüs aşamasında kalması halinde, TCK 35. Madde gereği verilecek cezada indirim yapılabilir.
İndirim Hâlleri
Uzlaşma ve şikâyetten vazgeçme hükümleri bu suç için uygulanmaz. Hakim, suçun işleniş biçimini ve koşullarını değerlendirerek alt ve üst sınırlar arasında ceza belirler.
TCK 62. Madde kapsamında şu indirim nedenleri uygulanabilir:
- Yaş küçüklüğü,
- İyi hal indirimi,
- Akıl hastalığı,
- İçtima (suçların birleşmesi) kuralları.
Tüzel Kişiler Açısından Sorumluluk
Tüzel kişiler (şirketler, vakıflar, dernekler vb.) bu suçun faili olamaz.
Ancak suçun tüzel kişi faaliyeti kapsamında veya tüzel kişi yararına işlenmesi halinde, TCK 60. Madde gereği tüzel kişilere yönelik güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Suç Türü | Cezası | Kanuni Dayanağı |
Basit Hal | 2 yıldan 4 yıla kadar hapis | TCK 136/1 |
Nitelikli Cinsel Saldırı Mağduru veya Çocuk İfadeleri ile İşlenmesi | Cezanın bir kat artırılması | TCK 136/2 |
Teşebbüs Hükümleri | TCK 35’e göre cezada indirim | TCK 35 |
Meslek veya Sanatın Sağladığı Kolaylıkla İşlenmesi | Cezanın yarı oranında artırılması | TCK 137/1-b |
Kamu Görevlisi Tarafından İşlenmesi | Cezanın yarı oranında artırılması | TCK 137/1-a |
Tüzel Kişiler Tarafından İşlenmesi | Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri uygulanabilir | TCK 60 |
Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Ele Geçirilmesi Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı
Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesi kapsamında düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu, şikâyete tabi bir suç değildir. Bu nedenle, mağdurun şikâyette bulunması zorunlu değildir; suçun işlendiği savcılık tarafından herhangi bir yolla öğrenildiğinde, kendiliğinden (re’sen) soruşturma başlatılır.
Kişisel Verilerin Hukuka Aykırı Ele Geçirilmesi Suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde soruşturma başlatılmazsa, dava zamanaşımı süresi dolacağı için kovuşturma yapılamaz. Dolayısıyla, mağdurun veya ilgili kişilerin zamanaşımı süresi dolmadan suç duyurusunda bulunması önemlidir.
Bu suçun takibi, kişisel verilerin korunması hakkını güvence altına alan ceza hukuku hükümleri çerçevesinde savcılık tarafından resen yürütülmektedir.
Yargıtay Kararları ile Kişisel Verilerin Yayma Suçu
Kişiye Ait Cep Telefonunun İnternet Üzerinden Paylaşılması
Sanığın, arkadaşı olan müştekiye ait cep telefonu numarasını, müştekinin bilgisi ve rızası dışında, “com” adlı arkadaşlık sitesinde “duygu” takma ismiyle üyelik işlemleri yaparak yaydığı ve açtığı profilde müştekinin küçük düşmesine yol açan değer yargısı içerecek, onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte müştekinin ağzından paylaşımlarda bulunduğu, bunun üzerine müştekinin tanımadığı kişiler tarafından aranmaya başlandığı olayda; kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, başkasına verilmesi veya yayılması suçunun meydana geldiği açıktır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2013/14757E., 2014/3719K.).
Damatlık ve Gelinlik Çekilen Fotoğraflar Kişisel Veridir
Mağdurun kendi üzerinde damatlık ve eşinin üzerinde gelinlik olup, eşiyle yan yana ve poz vermiş şekilde çektirdiği düğün fotoğrafları, mağdurun başkaları tarafından görülmesini ve bilinmesini istemeyeceği özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte görüntüler olarak kabul edilemeyeceğinden, mağdura ait kişisel veri niteliğindeki fotoğrafları, hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmamasından dolayı hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle başkalarının görgüsüne sunan sanığa, iddianamede eyleminin tarif edildiği de nazara alınıp, CMK’nın 226. Maddesi uyarınca TCK’nın 136/1. Madde ve fıkrasının uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanındıktan sonra, sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, eylemin yalnızca özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirildiği yetersiz gerekçelerle sanık hakkında beraat hükmü kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar:2020/7153).
Telefon Görüşme Kayıtlarının Ele Geçirilmesi
Katılan ile bir dönem duygusal birliktelik yaşayan sanığın, katılanın hazırlandığı sırada katılanın rızası dışında cep telefonunu alarak arama kayıtlarına baktığı iddiasına konu olayda; TCK’nın 132/1. Madde ve fıkrasındaki suçun konusunun, haberleşme içeriği olup söz konusu suçun, belirli kişiler arasındaki haberleşme içeriğinin hukuka aykırı biçimde öğrenilmesiyle oluşacağı, haberleşmenin gizliliğinden söz edebilmek için, kişiler arasında haberleşme olarak isimlendirilebilecek bir iletişimin olması, en az iki kişi arasında bir haberleşme vasıtası olması (telefon, mektup, e-posta vb.) ve tarafların bu haberleşmeyi gizlilik önlemlerini alarak yapması gerektiği, katılanın, kim ile, ne zaman, hangi sıklıkla, hangi süreyle görüştüğüne ilişkin bilgiler kişisel veri kapsamında olup haberleşme olarak nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından, katılana ait kişisel veri kapsamındaki arama kayıtlarına katılanın rızası dışında bakarak içeriğine vakıf olan sanık hakkında TCK’nın 136/1. Madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, delillerin takdirinde ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan beraat hükmü kurulması, bozma nenedenidir (Yargıtay 12 Ceza Dairesi – 2019/4886 K.)
Özel Hayatın Gizliliği ve Kişisel Veri İhlali Suçlarının Farkları
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bireylerin özel yaşamlarının gizliliğini korumayı amaçlar. Kişinin rızası olmadan özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin ifşa edilmesi bu kapsama girer.
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu ise, kişisel verilerin korunmasını amaçlar. Burada önemli olan, kişiye ait bilgilerin hukuka aykırı şekilde bir başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesidir.
Suçun Konusu:
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda suçun konusu, kişinin özel alanına ait görüntü ve ses kayıtlarıdır. Örneğin, bir kişinin özel hayatına dair bilgileri gizlice kaydetmek veya yaymak bu suç kapsamındadır.
Kişisel veri ihlali suçunda ise suçun konusu, kimliği belirlenebilir kişilere ait ad, soyad, telefon numarası, adres, sağlık bilgileri, biyometrik veriler gibi kişisel verilerdir.
Fiil (Eylem) Farkı:
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, özel hayatın gizliliğine doğrudan müdahale içeren izinsiz kayıt alma, kaydı yayma veya gizlice izleme gibi eylemlerle işlenir.
Kişisel veri ihlali suçu, kişisel bilgilerin hukuka aykırı olarak başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi ile suç oluşur.
Fail ve Mağdur:
Her iki suçun faili ve mağduru herkes olabilir. Ancak, TCK 137 kapsamında kamu görevlileri veya meslek grupları tarafından işlenmesi halinde kişisel veri ihlali suçunun cezası artırılır.
Cezai Yaptırımların Farkı:
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunda kişinin özel hayatına ait görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası alır. Kişisel veri ihlali suçunda fail 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sıkça Sorulan Sorular:
Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek şikayete tabi mi?
Hayır, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçunun soruşturulması şikayete bağlı değildir.
Kişisel verilerin paylaşılması cezası nedir?
Kişisel verilerin paylaşılması suçunun cezası iki yıldan dört yıla kadar hapistir.
Panel uygulamaları yasal mı?
Panel uygulamaları ile kişisel verilerin elde edilmesi, başkalarına aktarılması ya da yayılması TCK 136. Maddesinde düzenlenen suçu oluşturmaktadır.
18 yaş altı kişisel veri ihlali cezası nedir?
Kişisel veri ihlali cezası, fail çocuksa yani 18 yaşın altında ise ceza sorumluluğunu azaltan nedenlerden TCK 31. Maddesinde düzenelenen “Yaş Küçüklüğü” kapsamında indirilecektir. Fail 12 yaşını doldurmadı ise hiç ceza almayacak, on iki yaşından büyük 15 yaşından küçük ise cezası yarıya indirilecek, 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük ise cezası üçte bir oranında indirilecektir.
Bankanın müşteri bilgilerini paylaşması suç mu?
Bankaların müşteri bilgilerini hukuka aykırı şekilde paylaşması hem TCK hem de Bankacılık Kanunu kapsamında suç teşkil eder. Bankacılık Kanunu’nun 159. Maddesi uyarınca, bankacılık sırrını açıklayan kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir.
TCK 136 Maddesi Kapsamında Kişisel Verilerin Yayılması ve Ele Geçirilmesi nasıl tanımlanmıştır?
Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesi, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak bir başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesini suç olarak tanımlar. “Verme”, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde bir başkasına sunulması; “Yayma”, kişisel verilerin birden fazla kişiye ulaştırılması veya kamuya açık hale getirilmesi; “Ele geçirme” ise, kişisel verilere rıza olmadan veya yetkisiz şekilde ulaşılmasıdır. Bu suç, bireylerin özel hayatının gizliliğini ve kişisel verilerinin korunmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.
Kişisel Veri İhlali Hangi Durumlarda Şikayete Tabidir?
TCK 136 kapsamında düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçu şikayete tabi değildir. Ancak, TCK 135 kapsamında düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı şekilde kaydetme suçu ise şikayete tabidir. Yani mağdurun şikayeti olmadan soruşturma başlatılamaz.