Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu ve Cezası: TCK 116’ya Göre Haneye Tecavüz
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, eski adıyla haneye tecavüz suçu, bir kişinin izni olmadan konutuna veya iş yerine girilmesi ya da bu mekânlardan çıkmasının engellenmesi durumunda oluşan bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 116. Maddesi kapsamında düzenlenen bu suç, bireyin özel yaşamına ve güvenliğine yönelik bir koruma sağlamaktadır. Bu suçu işleyen kişi, mağdurun izni olmaksızın konut veya iş yerine girer ya da çıkmasını engellerse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Suçun, silahla, birden fazla kişiyle veya gece vakti işlenmesi hâlinde ceza artırılmaktadır. Ayrıca, kamu görevlilerinin bu suçu görevi kötüye kullanarak işlemesi durumunda ceza daha da ağırlaştırılmaktadır.
Konut Dokunulmazlığı Suçu Nedir? (TCK 116)
Konut dokunulmazlığı suçunu düzenleyen madde hükmü şu şekildedir:
(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Bireylerin güvenlik ve huzurunu ihlal eden eylemler, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında sayılmakta olup, bunlardan biri de konut dokunulmazlığının ihlalidir. Bu suçun düzenlenmesinin amacı, bireyin Anayasa ve uluslararası hukuk düzenlemeleri ile güvence altına alınan Anayasanın 21. Maddesinde düzenlenen ve özeln hayatın gizliliği hakkının bir alt başlığı olan konut dokunulmazlığı hakkını korumaktır. Madde gerekçesinde de vurgulandığı üzere, konut dokunulmazlığının ihlali suçu, bireyin özel yaşamını güven içinde sürdürebilmesi ve kendine özgü huzur ortamının korunmasını sağlamayı hedefler.
Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun maddi konusu, izinsiz girilen veya terk edilmeyen yerin konut, konuta ait eklenti veya rıza olmaksızın girilmesi olağan olmayan iş yeri ve eklentileridir. Bir yerin konut olarak sayılabilmesi için, kişinin o yeri geçici veya sürekli barınma amacıyla meşru bir şekilde kullanması ve bu kullanım amacının devam etmesi gerekmektedir.
Konut Dokunulmazlığını İhlal (Haneye Tecavüz) Suçunun Cezası Ne Kadardır?
Türk Ceza Kanunu’nun 116. Ve 119. Maddelerinde konut dokunulmazlığının ihlali suçunun temel ve nitelikli halleri düzenlenmiştir. TCK 116/1’de, “Bir kimsenin konutuna veya konutun eklentilerine izinsiz giren ya da izinle girdikten sonra çıkmayan kişi”nin, mağdurun şikayeti üzerine altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. TCK 116/2’de ise aynı fiilin konuta değil de, rıza olmaksızın girilmesi olağan olmayan iş yerleri veya bu iş yerlerinin eklentilerinde işlenmesi durumunda, yine mağdurun şikayeti üzerine failin altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
Suçun nitelikli halleri ise TCK 116/4 ve 119. Maddelerinde öngörülmüştür. TCK 116/4’e göre, eğer suç cebir veya tehdit kullanılarak ya da gece vakti işlenmişse fail, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına mahkum edilir. TCK 119’da düzenlenen nitelikli hallere göre ise suçun temel şekli bakımından verilen ceza, bir kat artırılabilir.
Ancak hukuka uygunluk sebeplerinin mevcut olduğu durumlarda, fail hakkında ceza verilmez. Örneğin, hak sahibinin açık rızasının bulunması; aile içinde konut veya iş yerinin ortak kullanılması halinde aile bireylerinden birinin meşru bir amaçla rıza göstermesi ya da zorunluluk hali gibi durumlarda, konut dokunulmazlığını ihlal eden kişiye ceza uygulanmaz.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Unsurları Nelerdir?
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunun Maddi Unsuru
Konut dokunulmazlığını ihlal suçu, bir kişinin rızasına aykırı olarak onun konutuna, iş yerine ya da eklentilerine girilmesi veya izin alarak girdikten sonra çıkılmaması suretiyle oluşur. TCK 116, fiilin farklı şekillerde gerçekleşebileceğini belirttiğinden, bu suç seçimlik hareketli bir suç niteliğindedir. Suç, failin konuta girmesi veya çıkmaması ile tamamlanır.
“Girmek” fiili, hak sahibinin rızasına aykırı olarak konuta veya eklentisine girilmesini ifade eder ve icrai bir hareketi gerektirir. Suçun oluşması için failin tüm vücudunun konut veya eklentisi içine girmesi şarttır. Girişin nasıl veya nereden gerçekleştiği yahut cebir, tehdit veya hile kullanılması önemli değildir.
“Çıkmamak” fiili ise, rıza ile konuta veya eklentisine girildikten sonra hak sahibinin isteğine rağmen çıkılmamasıdır. Bu fiil genellikle ihmali, bazı durumlarda icrai nitelikte olabilir. Ancak failin kısa süreliğine konutta kalması gereken durumlar, örneğin giyinme veya eşyalarını toplama amacıyla bir süre kalması, suça vücut vermez.
TCK 116/2 açısından, mutat olarak açık rıza gerektirmeyen yerlere girilmesi suç sayılmamaktadır. Ancak izne tabi yerlere girilmesi bu suçu oluşturur. Örneğin, avukatlık bürosu veya muayenehane gibi yerlere izinsiz girilmesi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Halkın girebildiği dükkan veya mağazalar gibi yerlere, çalışma saatleri dışında izinsiz girilmesi de suç sayılırken, bu yerler halka açıkken girilmesi durumunda suç oluşmaz; zira iş yeri sahipleri, çalışma saatlerinde halka giriş izni vermiş sayılır.
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunda Fail ve Mağdur
Konut dokunulmazlığı ihlalinin mağduru, konut veya iş yerinin hak sahibi veya izin vermeye yetkili kişidir. Suçun faili bakımından herhangi bir özel nitelik aranmamakta, dolayısıyla bu suç herkes tarafından işlenebilir. Ancak aile bireyleri, eşler ve aynı konutta yaşayan kişiler açısından bazı özel durumlar bulunmaktadır.
TCK 116/3’e göre, evlilik birliğinde ya da ortak kullanılan konut veya iş yerlerinde, bireylerden birinin meşru bir amaca yönelik rızası varsa, bu suç oluşmaz. Aynı konutta yaşayan aile üyeleri için birbirlerine karşı bu suçu işlemeleri mümkün değildir. Konut, bir bütün olarak tüm aile bireyleri için koruma altına alınmıştır.
Ancak eşler arasında, hakim tarafından ayrılık kararı verilmişse veya birlikte yaşamaya ara verilmişse, taraflar birbirlerine karşı bu suçun faili ya da mağduru olabilirler. Hakim kararı olmaksızın farklı konutlarda yaşayan eşler açısından da aynı durum geçerlidir; bir eşin diğerinin konutuna rızası olmadan girmesi veya oradan çıkmaması suç teşkil etmez.
Örneğin, eşlerden birinin teknik bir arıza için tamircinin konuta girmesine rıza göstermesi geçerli sayılır. Buna karşın, eşlerden birinin, zina amacıyla başka bir kişiyi konuta kabul etmesi geçerli bir rıza olarak kabul edilmez ve bu durumda diğer eşin konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş olur.
Ortak konutta yaşayan yabancı kişiler, ortak kullanım alanları için birbirlerine karşı bu suçun faili veya mağduru olmazlar. Ancak bireysel kullanım alanları söz konusu olduğunda, hak sahibinin rızası olmadan bu alanlara girilmesi konut dokunulmazlığının ihlali olarak değerlendirilir. Aynı odayı paylaşan yabancı kişiler ise birbirlerine karşı bu suçun faili veya mağduru olamazlar.
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru
Haneye tecavüz (konut dokunulmazlığını ihlal) suçu, hak sahibinin rızasına aykırı olarak konuta veya iş yerine girme ya da orada kalmaya devam etme eylemiyle meydana gelir. Suçun oluşabilmesi için, rıza göstermeye yetkili kişinin girme veya çıkmama konusunda izin vermemesi gerekir. Konut sahibinin konuta izinsiz girildiğinden haberdar olmaması da rızasının bulunmadığı anlamına gelir.
Dolayısıyla konuta gizlice veya hile yoluyla girilmesi halinde bu suç oluşur. Rızası alınarak konuta girildikten sonra, bu rızanın geri çekilmesine rağmen konutun terk edilmemesi durumunda da konut dokunulmazlığı ihlali söz konusu olur. Bu bağlamda hak sahibinin rızasının olmaması, suçun hukuka aykırılık unsurunu teşkil eder.
Geçerli bir rızanın varlığı, konuta girme veya çıkmama konusunda izin vermeye yetkili kişi tarafından verilmiş olması ve irade sakatlığına uğramamış bir şekilde açıklanması halinde söz konusu olur.
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçunda Manevi Unsur
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, sadece kasten işlenebilen bir suçtur, çünkü Türk Ceza Kanunu bu suçun taksirli olarak işlenebilecek bir halini düzenlememiştir. Dolayısıyla, bu suçun taksirle işlenmesi durumunda ceza verilmez. Suçun oluşması için failin belirli bir amaç veya saikle hareket etmesi gerekmez; genel kast, yani bilerek ve isteyerek yapılan eylem bu suçu oluşturmaya yeterlidir.
Konut Dokunulmazlığı Suçunun Nitelikli Halleri
1. Cebir veya Tehdit Kullanılarak İşlenmesi Durumu
Türk Ceza Kanunu’nun 116. Maddesinin 4. Fıkrasında, konut dokunulmazlığını ihlal suçunun cezayı ağırlaştırıcı halleri düzenlenmiştir: “Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Burada maddi cebir fiziki güç kullanımını, manevi cebir ise tehdidi ifade eder. Kanun gerekçesinde, cebir kullanımı, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte bir yaralama içermelidir. Eğer cebir daha ağır bir sonuç doğurursa, hem konut dokunulmazlığını ihlal hem de kasten yaralama suçundan ceza verilir.
2. Gece Vakti İşlenmesi Durumu
TCK’nın 6/1-e maddesine göre gece vakti, “güneşin batmasından bir saat sonra başlayıp doğmasından bir saat önce sona eren süre” olarak tanımlanır. Suçun gece işlenmesi, faile yakalanmama avantajı sağladığı ve mağdurun huzurunu daha çok bozduğu için ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir.
3. Silah Kullanarak İşlenmesi Durumu
TCK’nın 119/1-a maddesi uyarınca konut dokunulmazlığını ihlal suçunun silahla işlenmesi ağırlaştırıcı neden sayılmıştır. Silah tanımı, kanunun 6. Maddesinde ateşli silahlar, kesici-delici aletler, saldırı amacına uygun diğer araçlar ve kimyasal, biyolojik maddeler dahil edilerek yapılmıştır. Somut olayın özelliklerine göre kullanılan aracın silah sayılabilmesi için yarattığı tehlikenin değerlendirilmesi gerekir. Silahın suçun işleniş anında kullanılması gereklidir; failin yanında bulundurması yeterli değildir.
4. Failin Tanınmayacak Hale Gelmesi, İmzasız Mektupla veya Özel İşaretlerle İşlenmesi Durumu
Suçun failin tanınmasını zorlaştıracak maske veya makyaj gibi yöntemlerle işlenmesi TCK’nın 119/1-b maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak belirtilmiştir. Fail, mağdur tarafından fark edilse bile, suçun bu ağırlaştırıcı niteliği geçerlidir.
5.Birden Fazla Kişi ile Birlikte İşlenmesi Durumu
TCK’nın 119/1-c maddesi uyarınca suçun en az iki kişinin ortak hareketi ile işlenmesi cezayı ağırlaştırır. Suçun birden fazla kişi tarafından müşterek fail olarak gerçekleştirilmesi gerekir.
6. Suç Örgütlerinin Korkutucu Gücünden Yararlanılarak İşlenmesi Durumu
TCK’nın 119/1-d maddesi, failin suç örgütünün korkutucu etkisinden faydalanarak suçu işlemesini ağırlaştırıcı neden olarak kabul eder. Burada örgütün gizli veya meşru olup olmaması ya da failin üye olup olmaması önemli değildir; önemli olan, örgütün yarattığı korkutucu etkidir.
7.Kamu Görevinin Nüfuzunu Kötüye Kullanarak İşlenmesi Durumu
TCK’nın 119/1-e maddesi gereği, fail kamu görevlisi olarak görevinden doğan nüfuzu kötüye kullanarak suçu işlediğinde cezası ağırlaşır. Bu durumda kamu görevlisinin, eylemi görev gücünü kötüye kullanarak gerçekleştirmesi gerekir.
Konut Dokunulmazlığını İhlal Suçu Şikayete Tabi Mi?
Türk Ceza Hukukunda bazı suçlar hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikayetine bağlı tutulmuştur. Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun işleniş şekillerinin tamamı da TCK’da şikayete bağlı kılınan suçlardan biridir. TCK’nın 73. Maddesi uyarınca, “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.” yani konut dokunulmazlığını ihlal suçunda şikayet süresi altı aydır. Mağdurun şikayet süresi zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla, fail ve fiili öğrendiği veya bildiği tarihten itibaren başlar. Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda dava zamanaşımı ise, TCK’nın 66. Maddesi uyarınca, sekiz yıl olup bu sürenin dolmasıyla dava düşer.
DOLANDIRICILIK NEDİR? TCK 157-158 KAPSAMINDA CEZALARI VE UNSURLARI
Dolandırıcılık suçu nedir? TCK 157-158 maddelerine göre basit ve nitelikli dolandırıcılık suçları, cezaları, unsurları, zamanaşımı ve uzlaşma süreci hakkında detaylı bilgi.
Güveni Kötüye Kullanma Suçu (TCK 155): Unsurları, Cezası ve Yargıtay Kararları
Güveni kötüye kullanma suçu nedir, cezası ne kadar? TCK 155 kapsamında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, zamanaşımı ve nitelikli haller hakkında detaylı bilgi alın.
Yağma Suçu Nedir? TCK 149’a Göre Cezası ve Unsurları
Yağma suçu nedir ve Türk Ceza Kanunu’nda nasıl düzenlenmiştir? Nitelikli yağma, cezaları ve etkin pişmanlık uygulamaları hakkında detaylı bilgi alın.