Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu (TCK 216)
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu ceza hukuku alanında sık karşılaşılan, özellikli bir suç tipi olarak karşımıza çıkar. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu ile suçlanıyorsanız veya bu suçlama nedeni ile sizin ya da bir yakınınız hakkınızda gözaltı veya tutuklama tedbirleri uygulanmakta ise mutlaka bir ceza avukatı desteğinden faydalanmanız gerekir. İstanbuldaki ceza hukuku avukatınız, Viridis Legal Partners olarak ceza yargılamasının tüm aşamalarında sizlerin yanındayız.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu ile suçlanıyorsanız ya da Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçu mağduru iseniz etkili ceza avukatı hizmetleri için hemen bizimle iletişime geçin.
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçu Nedir? (TCK 216)
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, halkın farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesimine karşı kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kişilerin cezalandırılmasını düzenleyen suç tipi olarak tanımlanabilir. Toplumda farklı kesimler arasında nefret, düşmanlık veya ayrımcılığa yol açan söylemler, kamu barışını tehdit eden suçlar arasında değerlendirilir ve Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde, “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu” kapsamında düzenlenir. Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun basın ve yayın yoluyla işlenmesi durumunda ise, TCK 218. Maddesi uyarınca ceza yarı oranında arttırılırken haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacı taşıyan ifadeler, suç kapsamında değerlendirilmez.
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
Madde 216
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, suç işlemeye tahrik, suçu ve suçluyu övme suçu gibi “Kamu Barışına Karşı Suçlar ” kapsamında düzenlenmiştir.TCK 216. madde, üç farklı fiili suç olarak tanımlamaktadır:
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek (1. fıkra)
- Halkın bir kesimini aşağılama (2. fıkra)
- Halkın bir kesiminin dini değerlerini aşağılama (3. fıkra)
Tüm bunlar ile birlikte suçun meydana gelmesi için işlenen fiiler nedeni ile kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmektedir.
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Unsurları
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama Suçunun Faili
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda fail için özel bir nitelik aranmaz; yani, kanunda “kimse” veya “kişiden” söz edilmekte olup, suç işleyen kişi hakkında herhangi bir ek şart öngörülmemiştir. Dolayısıyla, toplumun herhangi bir kesiminden, bu tür söylemleri kullanarak belirli grupları hedef alan herkes, suçun faili olarak kabul edilir.
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama Suçunun Mağduru
Bu suçun mağduru, tekil bireyler değil, tüm toplumdur. “Halk” kavramı, belirli bir bölgede, ortak çıkarları ve yaşam biçimleri bulunan, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep gibi farklı özelliklere sahip geniş kitleleri ifade eder. Bu kapsamda, eğer bir söylem veya davranış, bu toplumsal kesimler arasında ayrımcılığı, düşmanlığı ve kin beslenmesini tetikliyorsa, mağdur olarak tüm toplum etkilenmiş sayılır.
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Fiili
Suçun maddi unsuru, toplumun sosyal, kültürel ya da coğrafi farklılıklar gösteren belirli bir kesiminin, başka bir kesime karşı açıkça kin ve düşmanlık duygu ve davranışlarını körükleyecek şekilde tahrik edilmesidir. Bu fiilin gerçekleşebilmesi için, failin eylemiyle kamu güvenliği açısından somut ve yakın tehlike yaratması gerekir. Önemli olan, hedef alınan grubun, failin söz veya davranışları neticesinde, gelecekte şiddet olaylarına veya zarar verici hareketlere yönelebileceği ihtimalinin kuvvetle ortaya çıkmasıdır.
Halkın Bir Kesimini Aşağılama Suçu ve Cezası (TCK 216/2)
Bu suç, toplumun belirli kesimlerine mensup bireylerin – örneğin sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge gibi farklılıklara dayalı olarak – alenen aşağılanmasıyla meydana gelir. Önemli olan, hedef alınan grubun belirli bireylerden ziyade, genel anlamda o halk kesimini oluşturan belirsiz sayıda kişinin aşağılanmasıdır. Suçun amacı, bu grubun saygınlığını sarsarak toplumsal barışı tehdit etmektir.
Suçun ağırlığına ve yarattığı tehlikenin derecesine bağlı olarak, fail altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Dini Değerleri Aşağılama Suçu ve Cezası (TCK 216/3)
Bu suçun maddi unsuru, halkın benimsediği dini değerlere yönelik alenen aşağılayıcı ifadelerin kullanılmasıdır. “Dini değerler” ifadesi; inanç sistemleri, dini liderler, ibadet biçimleri ve kutsal mekanlar gibi, inananlar tarafından kutsal kabul edilen unsurları kapsar. Eylemin, kamu barışını bozma potansiyeli taşıması ve toplumda güven duygusunu zedelemesi durumunda suç oluşur.
Eylemin yarattığı somut tehlike ve kamu düzenine olan etkisine göre fail altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Sosyal Medya Yoluyla Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik
Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar, geniş kitlelere ulaşma imkânı sayesinde, halkın belirli kesimlerini hedef alan ve aralarında düşmanlık ile kin uyandırmayı amaçlayan ifadeler içeriyorsa, bu durum suçun oluşumuna zemin hazırlar. Özellikle; paylaşımların alenen yapılması, hedef alınan grup üzerinde olumsuz, kışkırtıcı etkiler yaratması, potansiyel olarak şiddet olaylarına veya toplumsal zarara yol açabilecek nitelikte olması gibi unsurlar bu suçun değerlendirilmesinde öne çıkar.
Sosyal medya yoluyla halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden kişinin yarattığı tehlike göz önünde bulundurularak, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile yaptırıma bağlanmaktadır.
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunun Cezası
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu, toplumun belirli kesimleri arasında düşmanlık ve kin uyandırıcı söylemler kullanılarak kamu düzeninin tehlikeye atılması durumunda oluşur. İlk fıkrada düzenlenen halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun cezası, failin eylemiyle kamu güvenliği açısından oluşturduğu somut tehlikeye bağlı olarak bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası şeklinde öngörülür.
Maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen halkın bir kesimini aşağılama suçu ve maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen dini değerleri aşağılama suçu kamu barışını bozmaya elverişli ise altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile yaptırıma bağlanmıştır.
TCK 218. maddesi ile getirilen ortak hüküm ile; belirtilen suçların basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında arttrırlacağı düzenlenmiştir. Bu madde ile de haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarını suç teşkil etmeyeceği düzenlenmiştir.
Ayrıca, TCK 50. maddesi kısa süreli hapis cezasına uygulanacak seçenek yaptırımlar kapsamında adli para cezasını da gösterdiğinden verilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir ya da koşulları var ise hapis cezasını ertelenmesine karar verilebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve cezanın ertelenmesi gibi alternatif yaptırımlara başvurulabilir.
TCK 216 Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama Suçunda Yargıtay Kararları
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 02/03/2018 tarih, 2017/2825 Esas, 2018/639 Karar
“Sanık tarafından “10 Kürt çocuğunun polis tarafından katledildiği…. Bu tehdit kürtlere karşı savaş ilanıdır….” Şeklindeki paylaşımın Türkiye Cumhuriyeti Devleti emniyet teşkilatını Kürtlere karşı katliam yapan kurum olarak göstermek suretiyle, TCK’nın 301/2 maddesindeki suçun unsurlarının oluştuğunun kabulü yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan hüküm kurulması…”
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 14/06/2016, tarih, , 2016/1776 Esas, 2016/3983Karar
“Sanıklar hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik, mala zarar verme ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kurulan beraat hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde;
TCK’nın 216. Maddesinde tanımlanan halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçu- nun oluşabilmesi için failin fiili, adet ve şahıs olarak muayyen olmayan toplum kesimi üzerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunmalıdır.
Somut olayda, arkadaşının darp edilmesi üzerine karşı grupla aralarında başlayan kavga esnasında beraberindekilere, “öldürün bu Kürtleri” diyen sanık O… B..’in kastının ülkede yaşayan bir toplum kesimi olmayıp kavga halinde oldukları olay yerinde bulunan alet ve şahıs olarak muayyen bir gruba yönelik olduğu, böylelikle atılı suçu oluşturmayacağı anlaşılmakla, o yer Cumhuriyet savcısının temyizindeki görüşüne iştirak edilmemiştir.”
Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçunda Şikayet ve Zamanaşımı
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayet şartına bağlı değildir. Yani, mağdurun şikayeti beklenmeden, savcılık görevi gereği soruşturma başlatılır.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama suçunun zamanaşımı süresi, suçun işleniş biçimi ve öngörülen maksimum ceza süresine göre hesaplanır. Suçun cezasının ağırlığı arttıkça zamanaşımının başlangıç süresi de farklılık gösterebilir. Bu nedenle, her olayın özellikleri doğrultusunda mahkemenin belirleyeceği süre devreye girer.
TCK 216 Kapsamında Açılan Davalar ve Süreçler
TCK 216 kapsamında işlenen eylemler, kamu düzenini tehlikeye attığı gerekçesiyle savcılık tarafından resen soruşturulur. Bu tür davalarda mağdur tanımlaması yerine, suçun etkilediği toplum bütünü esas alınır.
İnceleme sürecinde, failin ifadeleri, kullanılan iletişim araçları (sözlü, yazılı, görsel veya dijital ortamlar) ve bağlam detaylıca değerlendirilir. Yargı sürecinde, ifadenin kamu güvenliğini somut olarak ne ölçüde tehlikeye attığı, failin amacı, niyeti ve eylemin gerçekleştiği koşullar titizlikle incelenir.
Sıkça Sorulan Sorular:
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu nasıl ispat edilir?
İspat aşamasında, failin kullandığı ifadelerin veya davranışların;
- Hedef alınan grup üzerinde düşmanlık ve kin uyandırıcı nitelikte olması,
- Bu eylemin alenen ve kamuya açık bir şekilde gerçekleştirilmesi,
- Oluşabilecek somut tehlike ya da kamu düzeninde bozulmaya yol açma potansiyelinin ortaya konulması
gibi hususlar kanıtlarla desteklenir. Delil olarak sosyal medya paylaşımları, yayın organlarından elde edilen veriler, tanık beyanları ve diğer dijital kayıtlar kullanılabilir.
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu hangi durumlarda işlenmiş sayılır?
Suçun oluşabilmesi için failin;
- Toplumun belirli kesimleri arasında var olan farklılıklara (ör. ırk, din, sosyal sınıf, cinsiyet, bölge) dayanarak, açık ve alenen düşmanlık uyandırıcı ifadeler kullanması,
- Eylemin kamu güvenliği açısından somut bir tehlike oluşturacak şekilde gerçekleşmesi gerekir.
Sadece eleştiri veya akademik tartışma çerçevesinde yapılan açıklamalar, eğer kamu düzenini bozacak düzeyde etkili değilse, suçun oluştuğu kabul edilmez.
Sosyal medyada halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu işlenirse cezası nedir?
Sosyal medya üzerinden işlenen bu suçlarda, ifadenin yaygınlığı, etki alanı ve kamu düzenine yönelik oluşturduğu tehlike esas alınır.
- Cezanın ağırlığı, TCK 216 kapsamında belirlenen ceza aralığına göre, hapis cezası (iki yıla kadar) şeklinde öngörülür.
- Ayrıca, eylemin basın ve yayın yoluyla işlenmesi durumunda ceza, belirli oranlarda artırılabilir.
- Bazı durumlarda, ceza infazı 1 yıl veya altında ise adli para cezasına çevrilebilme imkânı da bulunmaktadır.
Halkın bir kesimini aşağılama suçunda hangi ifadeler suç unsuru sayılır?
Suç unsuru oluşturan ifadeler;
- Toplumun belirli bir kesimini hedef alarak, onların sosyal, kültürel veya ekonomik özelliklerini küçümseyici, tahkir edici ve aşağılayıcı nitelikte olan söylemlerdir.
- Bu ifadelerin, alenen ve geniş kitlelere ulaşabilecek biçimde yapılması, mağdurun tespit edilemeyen bireylerden ziyade, genel bir halk kesimini kapsaması gerekir.
- Tek bir veya birkaç kişiye yönelik eleştiriler, genel hakaret kapsamında değerlendirilirken, geniş toplumsal grupları hedef alan aşağılayıcı söylemler TCK 216 kapsamında suç unsuru oluşturur.
Dini değerleri aşağılama suçu hangi durumlarda gerçekleşir?
Bu suç, halkın benimsediği dini inançlar, ibadet biçimleri, kutsal mekanlar ve dini liderler gibi unsurların;
- Alenen ve aşağılayıcı ifadelerle hedef alınması durumunda ortaya çıkar.
- Eylemin, inananların manevi değerlerine saldırı niteliğinde olup, kamu düzeni açısından somut tehlike oluşturması aranır.
- Eleştiri veya yorum amacıyla yapılan ifadeler, kamu barışını tehlikeye atmıyorsa, suçun oluştuğu kabul edilmez.
TCK 216’ya göre suçun cezası para cezasına çevrilebilir mi?
Evet, TCK 216 kapsamında verilen hapis cezası; Suçun infaz süresi 1 yıl veya altında olduğunda, mahkeme tarafından adli para cezasına çevrilebilme imkânı mevcuttur. Bu durum, failin suçun ağırlığı ve somut tehlike oluşturma derecesine bağlı olarak değerlendirilir.
TCK 216 kapsamında hangi savunmalar yapılabilir?
Savunmada öne sürülebilecek başlıca argümanlar şunlardır:
- İfadenin, demokratik toplumların temel haklarından olan ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği, yani eleştiri, haber verme veya tartışma amacı taşıdığı;
- Kullanılan dilin, kamu düzenini bozacak somut bir tehlike yaratmadığı, bağlamının ve niyetinin suç teşkil edecek nitelikte olmadığı;
- Eylemin, failin siyasi, sosyal ya da kültürel görüşlerini özgürce ifade etme hakkı kapsamında gerçekleştiği iddiası.
Elbette, savunmaların kabulü, olayın somut koşullarına, kullanılan ifadelerin içeriğine ve mahkemenin değerlendirmesine bağlı olarak değişkenlik gösterir.