Terk Nedeniyle Boşanma Davası TMK 164 Nedir?
Türk Medeni Kanunu 161 ve devamı maddeleri boşanma sebeplerini düzenlemektedir. Sırası ile zina; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış; suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı özel boşanma sebepleri olarak düzenlenmiştir. Genel boşanma sebepleri ise şiddetli geçimsizlik olarak da bilinen evlilik birliğinin temelinden sarsılması kapsamında gösterilmiştir.
Terk Nedir?
Terk, TMK 164. maddesinde özel boşanma sebeplerinden biri olarak aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“IV. Terk14
Madde 164-
Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en
az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter
tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.”
Buna göre terk, eşlerden birinin ortak yaşamı haklı bir sebep olmaksızın bırakması olarak tanımlanabilir. Anılan kanun maddesi ile eşlerden birinin ortak konutu terk etmesi ortak konuta dönmesini engellemesi halleri boşanma nedeni olarak düzenlenmiştir. Terk edilen eşin boşanma davası açma hakkı terkin en az altı ay sürmüş ve terk eden eşin eve dönmesi için yapılan ihtarın sonuçsuz kalmış olması gibi koşullara bağlanmıştır. Eşlerden birinin diğerini ortak konutu terke zorlaması ve ortak konuta dönmesini engellemesi de terk kabul edilmiştir. Uygulamada bu terk şekline yapıntı terki de denmektedir. Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için hakim ya da noter kanalı ile terkeden eşe ihtar çekilebileceği gibi ilanen ihtar yapılması da mümkündür.
Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Hukuki Dayanağı
TMK 185/3. maddesi, eşlerin birlikte yaşamak zorunda olduklarını açıkça ifade etmiştir. Eşlerin birbirini terk etmesi durumu ise bir özel boşanma sebebi olarak düzenlenmiş ve boşanmada terk sebebine dayanılabilmesi için bir kısım koşullar getirmiştir. Boşanma davasında terkin meydana geldiğinin kabulü için terkin fiilen gerçekleşmiş olması, terk eden eşin terkte kusurlu olması, terkin en az altı ay sürmüş olması, terk eden eşe eve dönmesi gereğinin ihtar edilmiş olması, bu ihtarın samimi olması, eşin dönmesi istenen konutun ortak yaşama uygun olması ve ihtarın sonuçsuz kalmış olması koşullarının gerçekleşmiş olması gerekir.
Terkin Fiilen Gerçekleşmesi
TMK 164. maddesinde gösterilen terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için terkin fiilen gerçekleşmiş olması gerekir.
Eşler arasında manevi ayrılıklar, eşlerin aynı yatakta yatmaması, eşlerin küs olmaları gibi durumlar terk sayılmamaktadır.
Eşlerden birinin;
- Diğerini evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği,
- Haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği,
- Diğerini ortak konutu terk etmeye zorladığı,
- Haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engellediği
durumlarda terk söz konusu olacaktır.
Terk Eden Eşin Kusurlu Olması
Eşin ortak konuttan ayrılmak için başka bir ülke ya da şehirde çalışmak, tedavi olmak için hastaneye yatmak, askerlik yapmak gibi haklı bir nedeninin olması hallerinden terkten bahsedilemeyecektir. Bununla birlikte eşler hakkında bir ayrılık kararı verildi ise ya da devam eden bir boşanma davası varsa terkin kusurlu olduğundan bahsedilemeyecektir.
Eşin terkte kusurlu olduğunun söylenebilmesi için terkin evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmekten kaçınmak amacına yönelmesi gerekir.
Ayrıca burada belirtmek gerekir ki ortak hayatı haklı bir nedenle terk eden eşin haklı neden ortadan kalktığı halde ortak konuta dönmemesi durumunda da terk söz konusu olacaktır.
Terkin En Az Altı Ay Sürmüş Olması
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için ayrılığın en az altı ay sürmüş olması gereği Kanunda açıkça ifade edilmiştir. Buna göre terk nedeni ile boşanma davası açılabilmesi için boşanma davası tarihinden itibaren geriye doğru altı aylık süre boyunca fiili ve kesintisiz bir ayrılık halinin mevcut olması gerekir.
Eve Dön İhtarı
TMK 164/2. maddesinde terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için öncelikle terk eden eşe eve dönmesi için uyarıda bulunulması aksi halde boşanma kararı verileceğinin ihtaren bildirilmesi gerekir.
Bu bildirim Aile Mahkemesi ya da noter kanalı ile yapılabileceği gibi ilanen de yapılabilir.
İhtar ile terk eden eşe iki ay içerisinde ortak konuta dönmesi ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur.
Dön İhtarının Samimi Olması
Dön ihtarının terk nedeni ile boşanma davası koşullarını yerine getirmek amacı taşımaması tam aksine dürüst ve samimi olması gerekir. Bu nedenle ihtarda ortak konutun tam adresi, konuta ne şekilde girileceği, anahtarının yeri gibi bilgilerin de ihtarname içerisine yazılması gerekir. Dön ihtarında bulunan eşin bir başkası ile ilişkisi olması, güven sarsıcı davranışlarda bulunması, hakaret ve tehditlerde bulunması gibi davranışları da ihtarın samimi olmadığı izlenimini doğuracaktır.
Konutun Ortak Yaşama Uygun Olması
Eşin dönmesi için davet edildiği konut eşlerin sosyal ve ekonomik durumlarına uygun ve ortak yaşama özgülenmiş olmalıdır. Örneğin eşin harabe halde ya da ısınma imkanı olmayan bir konuta davet edilmesi veya konutun çekirdek aile üyeleri dışında kişilerin de yaşadığı bir yer olması ya da terk edilen eşin anne babası gibi aile üyelerinin yaşadığı eve davet edilmesi durumunda ihtar koşulunun yerine getirildiğinden bahsedilemeyecektir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Nerede Açılır?
Boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatı ile boşanma davalarına bakma görevini yerine getirirler. Boşanma davalarında yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Deliller ve İspat
Terk nedeni ile boşanma davası açan eş, terk olgusunu, terkin haklı bir nedeni olmadığını ve dön ihtarına rağmen eşin dönmediğini ispat edecektir. Bunun ispatı için tanık, yazışmalar, arama kayıtları gibi her çeşit delil kullanılabilir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süresi
Terk nedeni ile boşanma davası açılabilmesi için Kanunda terkin en az altı ay sürmüş olması ve eşe eve dönmesi için bildirimde bulunularak iki ay süre verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Buna göre terk nedeni ile boşanma davası açılabilmesi için;
1- terkin üzerinden dört ay geçmesi,
2- dört ayın bitiminde ihtar çekilmesi,
3- ihtarın ulaşmasından itibaren iki ay dolduktan sonra boşanma davası açılması
adımlarındaki sürelerin izlenmesi gerekir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Boşanmada mal paylaşımı mal rejimi kuralları takip edilerek yapılmaktadır. Hukukumuzda yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma olduğundan eşler arasında başka bir sözleşme yani evlilik sözleşmesi bulunmuyor ise mal paylaşımı edinilmiş mallara katılma rejimine göre yapılır.
Terk nedeni ile açılan boşanma davalarında zina ya da hayata kastta olduğu gibi mal paylaşımı için özel bir kural getirilmemiştir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Tazminat Talepleri
Boşanma davalarında tazminat talepleri TMK 174. maddesinde düzenlenmiştir.
“V. Boşanmada tazminat ve nafaka
- Maddî ve manevî tazminat
Madde 174-
Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
Terk nedeniyle boşanma davalarında boşanmaya neden olan olaylarda terk eden eşin kusurlu olduğu, terkin boşanma davası açan eşin manevi zararına neden olduğu yargı uygulamamız tarafından çoğunlukla kabul edilmektedir. Bu nedenle terk nedenine dayanan boşanma davasının ispatı halinde maddi ve manevi tazminata da hükmedileceğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Nafaka
Nafaka üç başlık altında incelenebilir.
- Tedbir nafakası,
- İştirak nafakası
- Yoksulluk nafakası
Bunlardan tedbir nafakası boşanma davası sürerken evlilik birliği devam ettiğinden hem eş hem de çocuk lehine hükmedilmektedir. İştirak nafakası ise velayet kendisine bırakılmayan eşin müşterek çocuğun giderlerine katılması amacını taşır. Bu nedenle hem tedbir hem de iştirak nafakasında boşanma sebebi, tarafların kusuru gibi hususlar önemli değildir denebilir.
Boşanma halinde koca ya da karı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ise TMK 175. maddesinde düzenlenmiştir.
“2. Yoksulluk nafakası
Madde 175-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
Buna göre nafakaya hükmedilmesinde nafaka ödeyecek tarafın kusurunun olup olmaması önem arz etmemektedir. Buna karşılık boşanmaya yol açan olaylarda kusuru daha ağır olan eşin nafaka talep etme hakkı bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle terk eden eş lehine nafakaya hükmedilmeyeceğini söylemek yerinde olacaktır.
Terk Nedeniyle Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti
TMK 336. maddesinde boşanmada velayet hakkının çocuk kendisine bırakılan eşe ait olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca TMK 182. maddesine göre boşanmada hakimin çocuklar bakımından ana ve babanın haklarını takdir yetkisi bulunmaktadır. Ana babanın çocuklar bakımından haklarını velayet ve çocukla kişisel ilişki kurulması oluşturmaktadır.
Hakim bunlara dair takdir yetkisini kullanırken boşanma sebepleri ve eşlerin kusur durumlarını değil “çocuğun üstün yararı ilkesi”ni göz önüne alacaktır. TMK 185. maddesinde ise eşlerin evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlü oldukları ifade edilmiştir.
Ancak terk nedeniyle açılan boşanma davalarında, terk evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmak amacı taşıdığından velayetin terk eden ve bu vesile ile ortak çocukların bakımına ve gözetimine yönelik görevlerini yerine getirmekten kaçınmış eşe bırakılmasında müşterek çocuğun bir yararı olduğu düşünülemeyecektir. Bu gibi durumlarda velayetin çoğunlukla boşanma davası açan eşe bırakıldığı görülmektedir.
Terk Nedeniyle Boşanma Davası Açmanın Riskleri
Terk nedeni ile boşanma davasını düzenleyen TMK 164. maddesi incelendiğinde kanun koyucunun evlilik birliğinin devamını sağlamak amacı taşıdığı ve bu nedenle özel bir düzenleme getirdiği görülmektedir. Bu sebeple kesinlikle boşanma niyetinde olan eşlerin terk nedenine dayanarak boşanma davası açması bir kısım riskleri de beraberinde getirmektedir.
Bu risklerden ilki eve dön ihtarının niteliği itibari ile affetme iradesini karşı tarafa bildirme niyetini de taşıyor olmasıdır. Bu durumda eve dön ihtarında bulunan eş hem terk olgusunu hem de terkten önce gerçekleşen boşanma sebebi olabilecek olayları affettiğini beyan etmiş olacak ve bu sebeplere dayanarak boşanma davası açamayacaktır.
İkinci risk ise eşin ihtar üzerine eve dönmesi olup bu durumda boşanma davası daha açılmadan konusuz kalacaktır.
Bu nedenlerle bir boşanma avukatı terk halinde evliliğini sürdürmek istemeyen ve kesinlikle boşanmak isteyen müvekkiline terk nedeni ile boşanma davası açmak yerine evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak boşanma davası açmayı tavsiye eder.
Boşanma Avukatınız : Viridis Legal Partners
Terk nedeniyle boşanma davaları duygusal olarak oldukça yıpratıcı ve boşanmanın ekonomik sonuçları bakımından oldukça önemli dikkat ve uzmanlıkla yürütülmesi gereken davalardır. Boşanmaya dayanak olguların ispatı, ihtar süreci, davanın başından sonuna hatasız yürütülmesini zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle terk nedeniyle boşanma davalarının başından sonuna bir boşanma avukatı ile hareket edilmesi gerekir.
Viridis Legal Partners olarak, terk nedeniyle boşanma davalarınızda en iyi sonuçları temin etmek için yanınızdayız. İstanbul boşanma avukatınız olarak, boşanmada mal paylaşımı, katılma alacağı, nafaka, maddi ve manevi tazminat, ortak çocukların velayeti ve çocukla kişisel ilişki kurulması gibi boşanma davalarının her veçhesinde size en uygun sonuçlara ulaşmak için çalışıyoruz.
Terk nedeniyle boşanma davalarınızda, boşanma avukatı hizmetlerimizden yararlanmak için bizimle bugün iletişime geçin.
Sıkça Sorulan Sorular (FAQ):
- Terk nedeniyle boşanma davası nasıl açılır?
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için önce terk eden eşe eve dönmesi için bildirimde bulunulması ardından Aile Mahkemesine başvurularak boşanma davası açılması gerekmektedir.
- Eşim evi terk etti, ihtarname göndermem gerekir mi?
Eğer evliliğinizi sürdürmek ya da terk eden eşinize bir şans daha vermek istiyorsanız ihtarname göndermeniz gerekecektir. Ancak terk edilen eşin evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını söyleyerek ihtarname göndermeden de boşanma davası açabilmesi mümkündür.
- Terk nedeniyle boşanma süresi ne kadar?
Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için terkin en az altı ay sürmüş olması gerekir.
- Terk eden eş nafaka alabilir mi?
Terk eden eş boşanmaya neden olan olaylarda daha kusurlu kabul edileceğinden nafaka alamayacağı söylenebilir.
- Terk nedeniyle boşanma davasında mal paylaşımı nasıl yapılır?
Terk nedeniyle boşanmada da mal paylaşımı eğer eşler arasında bir mal rejimi sözleşmesi yok ise edinilmiş mallara katılma rejimine göre yapılmaktadır.
Yurtdışı Boşanma Kararları Türkiye’de Nasıl Tanıtılır?
Yurtdışında alınan boşanma kararları Türkiye’de nasıl geçerli olur? Tanıma ve tenfiz süreci nedir? Kapsamlı bilgi için sayfamızı ziyaret edin.