İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu: Hukuki Düzenlemeler ve Çözüm Yolları

Home » News » İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu: Hukuki Düzenlemeler ve Çözüm Yolları

İmar kirliliğine neden olma suçu ceza hukuku ile idare hukukunun kesiştiği özellikli bir suç tipi olarak karşımıza çıkar. İmar kirliliğine neden olmakla suçlanıyorsanız veya bu suçlama nedeni ile hakkınızda gözaltı veya tutuklama tedbirlerinin uygulanması söz konusu ise mutlaka bir ceza avukatı desteğinden faydalanmanız gerekir. İstanbuldaki ceza hukuku avukatınız, Viridis Legal Partners olarak ceza yargılamasının tüm aşamalarında sizlerin yanındayız.

Belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi alanlarda, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı inşa edilen binalar hukuki bir ihlal olarak kalmayıp aynı zamanda çevreye ciddi zararlar veren imar kirliliği suçunu oluşturur. Türk Ceza Kanununun 184. Maddesi yasa dışı inşaat faaliyetlerine karşı ve çevrenin korunmasına yönelik güçlü bir adım atmak için caydırıcı yaptırımlar öngörmüştür .

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu (TCK 184) Nedir?

İmar kirliliğine nedenl olma suçu “Çevreye Karşı Suçlar ” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu suç tipi ile kamuoyunda yaygınlıkla kaçak yapı ya da ruhsatsız yapı olarak da bilinen ruhsatı alınmadan ya da alınan ruhsata aykırı yapılan binalar ile; ruhsatı olmayan inşaatlara elektrik, su telefon gibi hizmetlerin sağlanması; ruhsatı olmayan yapıda sınai faaliyet yürütülmesi halleri cezalandırılmaktadır.

İmar Kirliliğine Neden Olma

Madde 184

  1. Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  1. Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
  1. Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  1. Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
  1. Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
  1. (Ek: 29/6/2005 – 5377/21 md.) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.

Kanun maddesinde belirtilen suç olarak nitelendirilen fiiller şu şekildedir:

  1. Yapı ruhsatı olmadan ya da ruhsata aykırı şekilde bina inşa etmek veya ettirmek,
  2. Yapı ruhsatı bulunmayan inşaatlara elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin vermek,
  3. Yapı kullanma izni olmayan binalarda herhangi bir sanayi faaliyetine olanak tanımak.

12.10.2004 tarihinden önce işlenen fiillerin, imar kirliliği suçu kapsamında değerlendirilememesinin sebebi, Türk Ceza Kanununda imar kirliliğine neden olma suçu ilk kez bu tarihte düzenlenmiştir. Ceza hukukunun “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine göre, bir kişi yalnızca kanun tarafından suç olarak tanımlanan bir fiil nedeniyle sorumlu tutulabilir. Bu nedenle, 12.10.2004 tarihinden önce tamamlanan yapılarla ilgili olarak imar kirliliği suçu söz konusu olmayacaktır.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Unsurları Nelerdir?

Suçun maddi unsurları diğer bir ifade ile tipikliğin objektif unsurları; fail, mağdur, fiil ve konu unsurlarını içermektedir. Bu suç tipinin subjektif unsurunu diğer bir deyişle suçun manevi unsurunu ise kast oluşturmaktadır. İmar kirliliği suçu, imar mevzuatına aykırı olarak inşa faaliyetlerinde bulunarak çevreye zarar veren hareketlerle işlenir. İmar kirliliği suçu, belediye sınırları veya mücavir alanlarda, özel imar rejimine tabi bölgelerde gerçekleşebilir. İmar kirliliğine neden olma suçu, belirli fiillerle işlenebilir. Bu unsurlar şunlardır:

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Fail

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 184/1. Maddesine göre, suçun faili ruhsatsız ya da ruhsata aykırı bina yapan veya yaptıran kişidir. Kanunda “bina yaptıran” ifadesi açıkça geçtiğinden, binanın inşasında görev alan usta, kalfa, işçi ve çırak gibi kişiler yanında, binanın sahibi, yüklenici ve taşeron da fail olarak değerlendirilebilir.

TCK 184/2’de düzenlenen suçun faili ise, yapı ruhsatiyesi alınmadan başlatılan inşaatlara elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin veren kişilerdir. Bu kişiler, bağlantının kontrol, onay ve imza süreçlerinden sorumlu olan yetkililerdir. Ancak, fiili olarak bağlantıyı gerçekleştiren kişiler bu suçun faili sayılmaz.

TCK 184/3’teki suçun faili ise, ruhsatsız bir binada sınai faaliyet icrasına müsaade eden kişidir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Konu

TCK 184/1’de düzenlenen suçun konusu, belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi alanlarda yer alan binalardır. Binanın suç konusu olabilmesi için ruhsata tabi olması yeterlidir; büyüklük ya da insan yaşamına tahsis edilip edilmediği gibi şartlar aranmaz. İmar Kanunu’nun 5. Maddesine göre bina; “üstü örtülü, insanların oturma, çalışma, dinlenme, ibadet gibi ihtiyaçlarını karşılayan ya da hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapı” olarak tanımlanır. Bu kapsamda bahçe, istinat duvarı, yüzme havuzu, iskele, köprü, tünel gibi ruhsatsız yapılar suç konusu değildir. Ancak ruhsatsız yapılan bir eklenti, bina niteliği taşıyorsa suç kapsamına girer.

TCK 184/2’deki suçun konusu ise belediye sınırları ya da özel imar rejimine tabi alanlardaki şantiyelerdir.

TCK 184/3’te düzenlenen suçun konusu ise, izin alınmamış yapılardaki sınai faaliyetlerdir. Bu faaliyetin belediye sınırları veya özel imar rejimine tabi yerlerde olması gerekmez. Ancak faaliyetin izne tabi bir sınai faaliyet olması zorunludur. Sınai faaliyet, hammaddelerin işlenerek insan ihtiyaçlarını karşılayacak ürünlere dönüştürülmesi sürecini ifade eder. Ticari faaliyet ise bu kapsamda değildir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Mağdur

Bu suçta belirli bir kişi mağdur olmayıp, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahip olan tüm bireyler mağdur olarak kabul edilir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Fiil

TCK 184/1’de, yapı ruhsatiyesi almadan veya ruhsata aykırı şekilde bina yapmak ya da yaptırmak cezalandırılmıştır. Yapı ruhsatiyesi, bir yapının inşası veya mevcut yapıda esaslı değişiklik yapılması için alınması zorunlu izindir. Suçun oluşması için ruhsat alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapılması ya da yaptırılması gerekir.

TCK 184/2’deki fiil, ruhsatsız inşaat şantiyelerine elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin verilmesidir. Suçun oluşması için bağlantının şantiye olması şarttır.

TCK 184/3’teki fiil ise, kullanma izni alınmamış bir binada sınai faaliyetin icrasına izin verilmesidir. Suçun oluşması için yalnızca izin verilmesi yeterlidir; sınai faaliyetin başlamış olması gerekmez.

İmar Kirliliğine Neden Olan Eylemler Nelerdir?

Yapı Ruhsatiyesi Almadan veya Ruhsata Aykırı Bina Yapmak veya Yaptırmak

Yapı ruhsatiyesi, bir bina inşa etmek veya mevcut bir yapıda esaslı değişiklik yapmak için alınması gereken idari bir izindir; ruhsatsız ya da ruhsata aykırı bina yapmak veya yaptırmak ise imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturur. Bina, insanların oturma, çalışma veya dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılayan, hayvanların ya da eşyaların korunmasına yarayan yapılardır. İstinat duvarı, bahçe duvarı, güvenlik kulübesi, iskele ve köprü gibi yapılar ise bu kapsamda olmadığından, bunların inşası imar kirliliği suçu sayılmaz. Mahkemeler, yapıların bina niteliğinde olup olmadığını belirlemek için keşif yaparken, taşıyıcı sistemi etkileyen veya yapı alanını değiştiren ruhsatsız esaslı tadilatlar da bu suçu oluşturur; ancak sıva, boya, çatı onarımı gibi taşıyıcı unsuru etkilemeyen tadilatlar ruhsata tabi değildir. Ruhsat alınarak yapılan bir binanın kullanım amacına aykırı şekilde kullanılması suç kapsamında değildir.

Şantiyelere Elektrik, Su veya Telefon Bağlantısı Yapılmasına Müsaade Etmek

Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatların şantiyelerine elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin verilmesi, imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturur. Şantiye, inşaat sırasında kullanılan geçici yapı ve alanları ifade ettiği için, bu düzenleme yalnızca inşaat aşamasındaki yapılara ilişkin olup, tamamlanmış binalara altyapı hizmeti sağlanması bu suç kapsamına girmez. Uygulamada, kaçak yapı sahiplerinin elektrik veya su gibi altyapı hizmetlerini komşularından temin ettiği durumlarda karşılıksız yararlanma suçuyıla karşılaşılmaktadır.

Yapı Kullanma İzni Alınmamış Binalarda Sınai Faaliyete Müsaade Etmek

Yapı kullanma izni, bir yapının tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için alınması gereken bir belgedir. Bu izin olmadan bir binada sınai faaliyete izin verilmesi, imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturur. Ancak, bu düzenleme yalnızca sınai faaliyetleri kapsar; ticari veya sportif faaliyetlere izin verilmesi suç teşkil etmez. Yapı ruhsatına uygun şekilde inşa edilmiş olsa bile, kullanma izni alınmamış bir binada sınai faaliyete izin verilmesi suçun oluşması için yeterlidir ve faaliyetin fiilen başlaması gerekmez. Bu suçun faili ise sınai faaliyete izin veren kamu görevlileridir.

İmar Barışı ve Yapı Kayıt Belgesinin Suça Etkisi

İmar barışı kapsamında verilecek yapı kayıt belgelerine ilişkin usul ve esaslar, 6 Haziran 2018 tarihinde yayınlanan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı mevzuat yayınlanmış olup, mevzuatın amacı madde 1’de verilmiştir.

Amaç Ve Kapsam

MADDE 1

(1) Bu Usul ve Esasların amacı; 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16 ncımaddesi uyarınca Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. İşbu Usul ve Esaslar, Yapı Kayıt Belgesi müracaatına, Yapı Kayıt Belgesi bedelinin hesaplanması ve ödenmesine, Yapı Kayıt Belgesi verilen Hazineye ait taşınmazların satışına, Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmeyecek yapılar ile bu belgenin düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemlere ilişkin hususları kapsar.

Yapı Kayıt Belgesi Müracaatı

MADDE 4

(1) Yapı Kayıt Belgesi 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için verilir. Yapı Kayıt Belgesi için müracaatın 31/10/2018 tarihine kadar yapılması ve Yapı Kayıt Belgesi bedelinin 31/12/2018 tarihine kadar ödenmesi gerekir. Başvuru ve ödeme süresini bir yıla kadar uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.

(2) Yapı Kayıt Belgesi için yapı maliklerinden herhangi birisi veya vekili tarafından, e-Devlet üzerinden Yapı Kayıt Sistemindeki Yapı Kayıt Belgesi formunun doldurulması suretiyle müracaatta bulunulabileceği gibi kurum ve kuruluşlara başvurulmak suretiyle de müracaatta bulunulabilir.

(3) Müracaatın e-Devlet üzerinden yapılması durumunda, Yapı Kayıt Belgesi formunun eksiksiz olarak doldurulmasından ve Yapı Kayıt Belgesi bedelinin yatırılmasından sonra, Yapı Kayıt Sistemi tarafından oluşturulan Yapı Kayıt Belgesi talepte bulunan yapı sahibince e-Devlet üzerinden alınır.

(4) Müracaat kurum ve kuruluşlara yapılmış ise, Yapı Kayıt Belgesi formu müracaat sahibinin beyanına göre eksiksiz olarak doldurulur, Yapı Kayıt Belgesi bedelinin yatırılması sağlanır, Yapı Kayıt Belgesi formu sistem üzerinden onaylanmak üzere Müdürlüğe gönderilir ve formun Müdürlükçe onaylanmasından sonra bir örneği talepte bulunan yapı sahibine verilir.

(5) (Değişik:RG-20/9/2018-30541) Yapı Kayıt Belgesi; yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılarda yapının tamamı için yapı kullanma izni bulunan yapılarda ise ruhsat ve eklerine aykırılık hangi bağımsız bölümde/bölümlerde yapılmış ise o bağımsız bölümler için ayrı ayrı veya yapının tamamı tek bir malike ait ise ve aykırılık bütün bağımsız bölümlerde yapılmış ise yapının tamamı için düzenlenir.

Yapı kayıt belgesi ile ruhsatsız yapılar, ruhsatlı ve iskanlı yapılar gibi mevzuata uygun hale gelir. Bu düzenleme, 3194 sayılı İmar Kanunu kapsamında yıkım veya idari para cezası verilen yapılar için bu kararların iptalini sağlar. İptal için yapı sahibinin yapı kayıt belgesini belediye veya il özel idaresine sunması gerekir. Zira idari para cezası veya yıkım kararının iptali için belediye veya il daimi encümeninin onayı gereklidir. Danıştay, sadece yapı kayıt belgesi alınmasının, idari para cezası veya yıkım kararlarının iptali için yeterli olmadığını belirtmiştir.

İmar Kirliliğine Neden Olmayan Eylemler

Bina İçi Tadilatlar

Bina içinde yapılan tadilatlar taşıyıcı sistemlerde değişiklik veya bina alanında artış meydana getirmediği sürece Yargıtay tarafından basit tadilat kapsamında değerlendirildiğinden genelde imar kirliliği suçunu oluşturmaz. Duvar örmek veya başka surette bina içerisinde bölümler oluşturulması, kapalı alan oluşturmadığından madde kapsamına girmeyip imar kirliliğine neden olma suçu teşkil etmeyecektir.

Balkonlarda Yapılan Tadilatlar

Balkonun veya terasın kapatılması, balkonun veya terasın odaya dahil edilmesi,binanın çelik konstrüksiyon malzeme ile kapatılması gibi işlemler, genellikle bina alanında artış yaratmadığı için imar kirliliği suçunu oluşturmaz. Ancak balkonun alanının büyütülmesi veya teras haline getirilmesi gibi durumlar, binanın taşıyıcı unsurlarını etkilediği veya bina alanında artışa neden olduğu için suç teşkil edebilir

Sabit Olmayan Yapılar

Bina vasfı olmayan zemine sabitlenmeyen, taşınabilir yapılar imar kirliliği suçu oluşturmaz. Ancak yere sabitlenmiş prefabrik yapılar veya benzer taşınabilir yapılar, bina niteliğinde sayılarak suç unsuru oluşturabilir.

Sanığın, taşınmazına ruhsatsız konteyner koyup yanına da ekler yaparak imar kirliliğine neden olduğu iddia edilen olayda; bilirkişinin rapor içeriğindeki tespitlerde söz konusu konteynerin dört köşesine direk konup üzerine oturtulmuş olan temelsiz üzerindeki aparatlar sayesinde vinçle kondurulmuş prefabrik şeklinde olduğu, istendiğinde başka bir mekana taşınabileceği yönündeki tespit karşısında; suça konu yapının bina vasfında olmadığından suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle Yerel Mahkemece beraat kararı verildiği belirlenmiştir.(Y4CD-K.2024/466).

Zaman İtibari ile 12.10.2004 Tarihinden Önceki Faaliyetler

TCK’nın 184. maddesinin 12.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle bu tarihten önceki eylemler bu madde kapsamında cezalandırılmayacaktır.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Yargı Süreci

İmar kirliliğine neden olma suçu şikayete bağlı değildir. Bu nedenle savcılık suçtan haberdar olur olmaz re’sen soruşturma başlatır. Bu suçun kovuşturulmasında görevli mahkemeler Asliye Ceza Mahkemeleri olup suç konusu yapının bulunduğu yerdeki mahkemeler yetkilidir.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Zamanaşımı ve Uzlaşma Süreci

İmar kirliliğine neden olma suçu, doğrudan kamuya karşı işlenen bir suç niteliği taşıdığı için şikâyete tabi değildir. Bu nedenle, savcılık suçtan haberdar olduğu anda, dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içinde, re’sen soruşturma başlatmak ve delil toplamakla yükümlüdür. Ayrıca, bu suç uzlaştırma kapsamında olmadığından, savcılık soruşturma aşamasında uzlaştırma yoluna gidemez.

Savcılık, yeterli delile ulaşıldığında iddianame düzenler ve bu iddianamenin kabulüyle kamu davası açılır. İmar kirliliğine neden olma suçunda görevli mahkeme, asliye ceza mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği, yani yapının bulunduğu yerdeki asliye ceza mahkemesidir. Bu suç için belirlenen dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Savcılık, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde soruşturma başlatabilir. Ancak bu süre dolduktan sonra, suçtan haberdar olsa bile soruşturma başlatılamaz. Suçun cezası, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suç nedeniyle doğrudan adli para cezası verilemez, ancak hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir. İdare tarafından uygulanan idari para cezası, ceza yargılamasından bağımsız bir idari yaptırım olup farklı bir prosedüre tabidir.

Failin ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yapmış olduğu tespit edildikten sonra binayı imar planına ve ruhsata uygun hale getirmesi talep edilir uygun hale getirdiği takdirde kamu davası açılmaz. Eğer kamu davası açılmışsa düşürülür ve daha önce verilmiş olan mahkumiyet kararı tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkar.

İlgili Kanunlar Kapsamında İmar Kirliliği

Kaçak inşaat faaliyetleri, eğer 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki sit alanlarında ya da korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının alanlarında gerçekleşirse, TCK 184 ve 2863 sayılı Kanun’un 65. Maddesi bir arada uygulanır. Bu durumda, özel 2863 sayılı kanunun hükümleri geçerlidir. Yargıtay, koruma alanlarında yapılan eylemler için daha ağır cezalar öngören 2863 sayılı Kanunun uygulanacağını belirtmiştir. 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, kaçak inşaatların “bina” değil “yapı” olarak tanımlanmasını öngördüğünden, buna göre ceza uygulanabilir. Ayrıca, 3621 sayılı Kıyı Kanunu, kıyı bölgelerinde yapılan kaçak yapılar için TCK 184’e göre ceza verilmesi gerektiğini, bu suçların cezalarının ise iki kat artırılacağını hükme bağlamaktadır.

Hukuki Makaleler

tutuklama nedir banner

Türk ceza yargılamasında tutuklama süreci, haklarınız ve itiraz yolları hakkında bilgi alın. Viridis Legal Partners olarak hukuki destek ve danışmanlık sunuyoruz.

detention-in-turkey

Gözaltı süreci ve gözaltına alınan kişilerin hakları hakkında detaylı bilgi edinin. Viridis Legal Partners olarak ceza hukuku alanındaki deneyimimizle hukuki destek sağlıyoruz. Gözaltı kararı, gözaltı süresi, itiraz hakkı ve daha fazlası için hemen okuyun!